ZAKİRİN-16-Veysel Karani Hz (Hayatı, Münacaatı, Virdi, Yemen İllerinde..Kasidesi)
Manage episode 312952129 series 3226945
VEYSEL KARANİ Hz
Esas ismi ile Üveys el-Karanî, Yemen’deki Murâd kabilesinin Karan aşiretine mensuptur.Peygamber efendimizin ( aleyhisselâm ) sağlığında müslüman oldu. Fakat göremediği için Sahâbî olamadı.Muhaddisler, Hz. Peygamber (asm) devrinde Müslüman olarak yaşamış oldukları halde onu göremeyen kimseler için "Muhadramun" sıfatını kullanmışlardır.Peygamber Efendimiz (asm);
"Üveys-i Karnî, ihsân ve iyilikte Tâbiînin hayırlısıdır.” buyurmüştur. (İbn Hacer)
Müslüman olduktan sonra bütün ömrü boyunca sevgili Peygamberimizin ( aleyhisselâm ) aşkı ile yanıp tutuştu. Kulluğunda o dereceye ulaşmıştır ki, her hâli, her hareketi ve her sözü insanlara ibret ve nasîhat olmuştur. Onun en önemli vasfı, Peygamberimize ( aleyhisselâm ) aşkı, ibadetu taatteki derinliği ve annesine saygısıdır. Annesine çok hizmet edip, hayır duâsını almıştır. Resûlullah efendimizi ( aleyhisselâm ) görmeği çok arzu ediyordu.
Medine’ye gidip Hz. Peygamber’i ziyaret etme arzusuna rağmen yaşlı annesini bırakamamış, fakat daha sonra annesinden kısa süreliğine izin alıp Medine’ye gelmiş, ancak Resûl-i Ekrem’i o gün evde bulamadığından görüşememiş ve aynı gün Yemen’e dönmek zorunda kalmıştır.
Uhud Gazvesi’nde Resûlullah’ın bir dişinin kırıldığını haber alınca onun da bir dişini veya bütün dişlerini kırdığı rivayet edilir.
Resulullah son hastalıklarında Hz. Ömer, Hz. Ali ve Hz. Aişe’ye vasiyet buyurdular :
“ Benden sonra arkamdaki hırkamı, Üveys’e veriniz.”Hazret-i Ömer Üveys Hz ulaşıca O'na; "Peygamber Efendimiz(SAS)size selâm etti. Mübârek hırkalarını size gönderip; “Alıp giysin, ümmetime de duâ etsin.” diye vasiyet buyurdu." dedi.
“Yâ Ömer! Ben zayıf, âciz ve günahkâr bir kulum. Dikkat buyur, bu vasiyet başkasına âid olmasın?” deyince; “Hayır yâ Üveys, aradığımız kimse sensin. Peygamber Efendimiz (asm) senin eşkâlini ve vasfını belirtti.” cevâbını verdi.
Bunun üzerine, Hırka-i şerîfi hürmetle aldı, öptü, kokladı, yüzüne gözüne sürdü. Sonra; yüzünü yere koydu. Cenâb-ı Hakk’a Ümmet-i Muhammedi affeyle. N’olur. Bu hırka-i Şerif hürmetine..diye yakardı. Tasavvuf kitaplarında bu duasıyla duasının kabul olduğuna dair anlatımlar var..
Yine Resulullah buyurdular :“Benim ümmetimde Üveys adında bir kişi vardır. Kıyamet gününde Rebia ve Mudar Kabileleri’nin koyunları tüyü sayısınca günahlı kişilere şefaat edecektir.”
Ayrıca Resûlullah’a nisbet edilen, “Rahmânın nefesini Yemen’den alıyorum” sözüyle (Buhârî, IV, 71; ) Veysel Karanî’nin kastedildiği söylenmiştir.
(657) yılında vuku bulan Sıffîn Savaşı’na Hz. Ali’nin saflarında katıldığı ve bu savaşta şehid olduğu kabul edilir. Bundan dolayı İmâmiyye Şîası’nda özel bir yere sahiptir. Veysel’in gömüldüğü yer de belli değildir. Yemen’in Zebîd, İran’ın Kazvin ve Kirmanşah, Özbekistan’ın Hîve, Suriye’nin Şam ve Rakka şehirleriyle Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde ona nisbet edilen makam-mezarlar vardır.
Veysel Karani Hazretlerinden sonra gerek Hızır (as)’dan gerekse bazı velilerden bu şekilde feyz almış kişilere Üveysi denilmiştir.
Üstad Hazretlerinin Risale-i Nur'u ilham ve ihtar ile telif etmesi, bir yönü ile "Üveysilik"tir denilebilir
Hz. Bediüzzaman kendisinin de dersini üveysi olarak bu şekilde aldığını emirdağ lahikasında şu şekilde beyan etmektedir;
"zaten üveysi bir surette doğrudan doğruya hakikat dersimi Gavs-ı Azam'dan (k.s) ve Zeynelâbidin (r.a) ve Hasan Hüseyin (r.a) vasıtasıyla İmam-ı Ali'den (r.a) almışım. Onun için hizmet ettiğimiz daire onların dairesidir."
Veysel Karâni Mekke’de hac yapıp, Medine’ye gidince işte Resûlullahın türbesi burasıdır diye kendisine gösterildi. Kendinden geçerek düşüp bayıldı. Ayılınca beni buradan götürün. Resûlullahın ( aleyhisselâm ) medfûn bulunduğu bir beldede benim için yaşamanın tadı olmaz, demiştir.
51 episoder